Diyanet işleri başkanlığı tarafından yayınlanan ve bu cuma camiilerde okunacak cuma hutbesi, helal yarar ve alın teri ile alakalı olacak, helal çıkarın ehemmiyeti anlatılacak. İşte Cuma Hutbesi metninin tamamı…
HELAL YARAR VE ALIN TERİ
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Şanlı Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’ın size verdiği helal ve pak rızıklardan yiyin ve iman etmiş olduğunuz Allah’ın yasaklarından sakının.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Dürüst ve sağlam tüccar, peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir.”[2]
Aziz Müminler!
“Rezzâk” olan Rabbimiz, kullarına sayısız nimetler bahşetmiştir. Helal ve pak rızık peşinde koşmayı, haramlardan ise sakınmayı emretmiştir. Helalinden kazanmak için emek sarf etmeyi, alın teri dökmeyi öğütlemiştir. Hakikaten O, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “Rızkınızı Allah katında arayın, O’na kulluk edin, O’na şükredin; sonunda O’na döndürüleceksiniz.”[3]
Kıymetli Müslümanlar!
Helal çıkar; el emeği ve göz parıltısıyla elde edilen nimetin “en güzel lokma” olduğunu idrak etmektir. Ölçüyü ve tartıyı eksiksiz yapmak, kelam ve davranışlarda dürüst davranmaktır. Helal kar, işinin hakkını vermek, personelin hakkını alın teri kurumadan ödemektir. Kul ve kamu hakkına riayet ederek çıkarı ve ömrü bereketlendirmektir.
Helal kar, maddi istikametten yükselirken, manevi olarak tükenmemektir. Hırs ve tamahın esiri olmamak, boynunda hiçbir kulun vebalini taşımamaktır. Helal kar, palavra, hile ve aldatmadan kaçınmak, haram lokmayı, mideyi yakıp kavuran bir kor üzere görmektir.
Değerli Müminler!
Ne acıdır ki çağdaş vakitler iş ve ticaret ahlakını da olumsuz etkiliyor. Dürüst, sağlam, helal-haram hassasiyeti olan, işinin ve emekçinin hakkını gözetenlerin sayısı elbette çoğunlukta. Lakin bunun yanında yalnızca maddiyat odaklı düşünenlerin, daha fazla kazanmayı hayatın gayesi sananların sayısı da artıyor. Çalışma ve ticaretin de bir imtihan, işini layıkıyla yapmanın da bir ibadet olduğu bazen göz gerisi ediliyor.
Hâlbuki İslam, boğazımızdan geçen her bir lokmanın helal ve yasal olmasını imanımızın bir gereği olarak görür. İçki ve ticaretinden, içerisinde kumar olan bütün oyunlardan, faizin her çeşidinden, hırsızlık, rüşvet, tefecilik, kamu malını üzerine geçirmek, stokçuluk ve karaborsacılık üzere her türlü haramdan şiddetle kaçınmamızı emreder. Unutmayalım ki kim helalinden kazanıp helal yollarda harcarsa ibadeti kabul, duası makbul olur. Yararı rahmetle, hanesi huzurla dolar. Nihayetinde Allah’ın isteğine ve cennetine nail olur. Kim de yediğine, içtiğine, giydiğine haram bulaştırırsa malının rahmeti azalır. Kazandığını zannederken aslında kaybeder. Dünya saadeti yok olur, ahirette ise cehennem azabına duçar olur. Gerçekten Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Haramla beslenen bedenin layık olduğu yer lakin cehennemdir.”[4]
Aziz Müslümanlar!
Hayatımızın her alanında olduğu üzere iş ve ticaret hayatımızı da doğruluk ve dürüstlük üzerine inşa edelim. Allah’ın koyduğu helal-haram hudutlarını hakkıyla koruyalım. Helalinden kazanalım, helalinden üretelim, helalinden yiyelim ve helalinden harcayalım. Süreksiz dünya malını, kalıcı ahiret saadetine tercih etmeyelim.
Hutbemi Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in şu ihtarıyla bitiriyorum: “Kıyamet gününde insanoğlu, malını nereden kazandığından ve nereye harcadığından hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan hiçbir yere kımıldayamaz.”[5]
Muhterem Müslümanlar!
Bu hafta başı itibariyle Kur’an kurslarımız eğitim öğretime başlamıştır. 4-6 yaş kümeleri ve yoğunlukla hanım kardeşlerimizin katıldığı gereksinim odaklı Kur’an kursu kayıtlarımız devam etmektedir. Yakınlarınıza duyurmanızı hatırlatır, başarılı ve verimli bir periyot olmasını Şanlı Allah’tan niyaz ederim.
[1] Mâide, 5/88.
[2] Tirmizî, Büyû’, 4.
[3] Ankebût, 29/17.
[4] Tirmizî, Cum’a, 79.
[5] Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 1.
