Bu kapsamda tüm Hyundai, Kia ve Genesis modelleri 2025 yılına kadar OTA (over-the-air), yani şebeke üzerinden güncelleme takviyesine sahip olacak. Bunun için gerekli donanım ve yazılımla üretilen araçların performans, güvenlik ve bağlanabilirlik üzere alanlardaki güncellemeler için servise gitmesi gerekmeyecek.
Söz konusu güncellemeler uzaktan, şebeke üzerinden yapılacak. Şirket aslında bunun temellerini 2021 yılında attı lakin tüm markalara ve araçlara yayılması 2025 yılını bulacak.
Hyundai’nin yazılım odaklı eserler ortaya koymasıyla birlikte “feature-on-demand” yani isteğe bağlı özellikler de ehemmiyet kazanacak. Kısaca FoD olarak isimlendirilen bu sistemi kimi lüks markalarda görmeye başladık. Müşteriler, güvenlik, bağlanabilirlik ve cümbüş üzere alanlarda diledikleri özelliklere aracı satın aldıktan sonra bile direkt satın alma yahut abonelik formunda sahip olabilecek. Örneğin, otonom sürüş sisteminin aylık abonelikle kullanılabilmesi üzere…
eS platformu ise daha çok lojistik, dağıtım ve araç paylaşımı üzere profesyonel hizmetlerde kullanılacak araçlar için modüler bir altyapı olarak geliştirilecek. Tüm elektrikli araçlarda bu iki platformun standart hale getirilmesi ile maliyetlerin ve araç geliştirme sürecinin azaltılabileceği belirtiliyor.
Koreli üretici, platformun yanı sıra Connected Car Operating System (ccOS, İrtibatlı Araç İşletim Sistemi) ismini verdiği bir sistem de geliştirecek. Kelam konusu sistemin ayrıntıları şimdi aşikâr değil fakat süreç gücünün ziyadesiyle yüksek olacağı belirtiliyor. Hyundai bu sistemi son kuşak yonga setine entegre etmek üzere Nvidia ile çalışıyor. Bu sistem yakında düzey 3 otonom sürüş sistemine sahip araçlar görmemizi sağlayacak.
