Türk şiirine kazandırdığı “Mihriban”, “İsyanlı Sükut”, “Hak Yol İslam Yazacağız”, “Gel Gayrı”, “Hasan’a Mektuplar”, “Vur Emri” ve “Omuzumda Sevda Yükü” isimli yapıtlarıyla tanınan Karakoç, dört jenerasyon şair olan bir ailenin içinde doğdu. Yeniden dededen itibaren hafız ve alim bir babanın çocuğu olan usta şair, bu türlü bir ailede doğmuş olmanın tesirlerini hem yaşantısına hem de ortaya koyduğu yapıtlara taşıdı.
Anadolu beşerinin karşılaştığı zorlukları ve çektiği kasvetleri yapıtlarında işleyen Karakoç, 7 Nisan 1932’de Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü köyünde dünyaya geldi.
Kitapla bağını hiç koparmadı
Karakoç’un annesi Fadime Hanım ile babası Ümmet Efendi çiftçilikle uğraşıyordu. İlkokuldan sonra tahsiline bir mühlet devam edemeyen Karakoç, köyünde marangozluk ve çiftçilik yaptı.
Ağabeyi Bahaettin Karakoç, şairin başarılı bir öğrenci olarak ilkokulu köyünde dört yılda bitirdiğini, daha sonra okula gitmediğini fakat kitapla bağını hiç koparmadığını anlatmıştı. Kardeşinin okuma tutkusuna ait de Bahaettin Karakoç, “İster bir şiir kitabı ister bir roman ve ister bir kanun kitabı olsun, okuduğunu adeta beynine resmeder, ufak bir ayrıntıyı unutmazdı.” demişti.
Şimdi küçük yaşlarda şiirle tanışan Karakoç, 1958’de Elbistan Belediyesi’nde muhasebeci olarak çalışmaya başladı, 1981’de emekli olana kadar bu misyonunu sürdürdü.
“Kızıma mihriban ismini koydum”
AA’da yer alan habere nazaran; memuriyetinin üzerinden yedi yıl geçtikten sonra Pakize Hanım ile evlenen Karakoç’un 1967’de birinci çocuğu dünyaya geldi. Birinci sevincini “Kızıma Mihriban ismini koydum. Konutta her daim onun ismi anılsın diye…” kelamları ile anlatan Karakoç, 1969’da ikinci çocuğunu kucağına aldı ve ona da Türk İslam ismini koydu. Bunu da “Aşkımı ve davamı eser yaptım. Şiirlerim de çocuklarım da yapıtım.” kelamlarıyla aktarmıştı. Usta şair, 1971’de ise üçüncü çocuğuna Enderhan ismini verdi.
Bestelenen 100’e yakın şiiriyle geniş kitlelere ulaştı
Pak Türkçe ve hece vezniyle aşk, ayrılık, hasret, tabiat ve gurbet bahisli şiirler yazan Karakoç, şiirindeki ahengi aliterasyon (aynı sesin yahut hecenin tekrarlanması) ve asonanslarla (aynı ünlü seslerin tekrarı) sağladı.
Usta şairin 100’e yakın şiiri bestelenerek İbrahim Tatlıses, Şükriye Tutkun, Selda Bağcan, Musa Eroğlu, Esat Kabaklı, Cem Adrian, Mahsun Kırmızıgül, maNga, Gülay, Orhan Hakalmaz, Hasan Sağındık, Selçuk Küpçük, Gülşen Kutlu, Sevcan Orhan, Güler Duman, Gündoğar, Haluk Levent ve Azerin tarafından seslendirilerek geniş kitlelere ulaştı.
Abdurahhim Karakoç öldü
Cenaze namazı eski Diyanet İşleri Lideri Mehmet Görmez tarafından kıldırılan Karakoç’un naaşı, Kocatepe Camisi’ndeki merasimin akabinde Bağlum Mezarlığı’nda Pir Abdülhakim Arvasi Türbesi’nin yanına defnedildi.
Yapıtları
Şair ve müellif Abdurrahim Karakoç, “Çobandan Mektuplar” ve “Düşünce Yazıları” üzere düz yazılarının yanı sıra şu şiir kitaplarına da imza attı: “Hasan’a Mektuplar”, “El Kulakta”, “Vur Emri”, “Kan Yazısı”, “Dosta Doğru”, “Suları Islatamadım”, “Beşinci Mevsim”, “Akıl Karaya Vurdu”, “Yasaklı Rüyalar”, “Gökçekimi”, “Gerdanlık”, “Parmak İzi”
