İzmir’de yaşayan A.E., 15 Mayıs’ta arkadaşlarıyla alkol alıp eğlendikten sonra meskene gitmek için yola çıktı. A.E., taşınabilir scooter uygulamasından elektrikli bisiklet sınıfındaki bir aracı kiraladı. Kordonboyu’nda aracı sürerken, polis takımları denetim maksatlı A.E.’yi durdurdu. Alkolmetreye üflemesi istenen A.E., raporlara nazaran 0,83 promil alkollü çıktı. Bunun üzerine takımlar, A.E.’ye ‘alkollü araç kullanmak’ ve ‘ehliyeti yanında bulundurmamak’ kabahatlerinden, 2 bin 250 TL idari ceza kesti. Ayrıyeten A.E.’nin ehliyetine de 6 aylığına de el konuldu.
“CEZALARIN KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
A.E.’nin durumu anlattığı avukatı Seyit Ahmet Akyüz, mevzuatı inceledi. Müvekkilinin kullandığı aracın elektrikli bisiklet sınıfında olduğunu ve kullanımı için ehliyet gerektirmediğini fark eden Akyüz, cezaların iptali için Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak, dava açtı. Akyüz, “Söz konusu yazılımda, şoför evrakı olsun olmasın, 15 yaşını doldurmuş herkesin bu uygulamadan faydalanabileceği açıkça belirtilmiştir. Bu kaideler altında, akıllara şoför evrakına sahip olmayan fakat alkollü olan kişi ne cinsten bir ceza verileceği sorusu geliyor. Ehliyet bulundurma ve şoför dokümanına sahip olma tarafında bir kaide olmadığından, alkol nedeniyle ne müvekkilin şoför dokümanına el konulması ne de ehliyeti bulundurmamaktan ceza kesilmesi de kabul edilemez bir süreçtir. Kullanıcıların, şoför evraksız bireyler üzere kıymetlendirilmesi gerekiyor. Kabul manasına gelmemekle bir arada, alkollü biçimde trafikte bulunmaktan bir idari para cezasına tabi tutulsa dahi, bulundurmak zorunda olmadığı şoför dokümanına el konulması mümkün değildir” dedi.
