Azerbaycan ordusunun bayan kumandanlarından 63 yaşındaki Aida Shirinova, Erzurum’a gelerek Nene Hatun’un kabrini ziyaret etti.
Ermenistan’a karşı Dağlık Karabağ’da savaşan, askerlikten sonra 28 yıl boyunca polislik yapan Shirinova, Nene Hatun ile Kara Fatma’yı övdü.
DHA’nın haberine nazaran; Karabağ Ovası’nda yer alan Berde kasabasında 1959 yılında dünyaya gelen Aida Shirinova, Ermenilerin 1992’de Hocalı’da 613 Azerbaycan Türkünü şehit etmesiyle asker olmaya karar verdi.
Yarbay olarak vazife yaptı
1998’e kadar Azerbaycan ordusunda yarbay olarak misyon yapan Shirinova, Ermenistan’ın işgaliyle sonuçlanan Dağlık Karabağ savaşında da cephenin önünde uğraş etti.
Yarbay olan ve Azerbaycan Ordusu’nda kumandan olarak yaklaşık 6 yıl misyon yapan Shirinova, İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla polis memuru olarak görevlendirildi. Shirinova, yaklaşık 28 yıl polisliğin akabinde emekli oldu.
“Hiçbirimiz vatansız yaşayamayız”
Aida Shirinova, Nene Hatun’un Aziziye Tabyası’ndaki kabrinde dua ettikten sonra şu tabirleri kullandı:
“Bizim vatanımız, halklarımız, milletlerimiz için savaşan beşerler bizim gözümüzün ışığıdır. Hatun ve Kara Fatma hakkında yazılanları okudum. Yıllardır kalbimle istediğim Nene Hatun’un kabrini ziyareti gerçekleştirmekten memnunum. Okuduğum mecmualarda yazıyor, Nene Hatun savaşa giderken demişler ki ‘3 aylık çocuğun var, sen savaşa gitme. O da ‘Benim çocuğum annesiz büyüyebilir, annesiz yaşayabilir lakin vatansız ne büyüyebilir ne de yaşayabilir’ demiş. Hiçbirimiz vatansız yaşayamayız.
“Ben Nene Hatun’un devamıyım”
Türk halkları olarak her gün şehit veriyoruz lakin bize diyorlar ki, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak uğrunda ölen varsa vatandır’. Biz o denli hoş bir milletimiz ki şehit olurken bizim kanımız öz toprağımıza dökülüyor, öteki ülkelerin toprağına değil. Biz öz bayrağımıza sarılarak dünyayı terk edip şehit oluyoruz. Biz hiçbir vakit hiçbir devletin toprağına göz dikmemişiz. Biz huzur içinde yaşamak istiyoruz. İlmimizi, tıbbımızı geliştirmek istiyoruz. Çocuklarımızın geleceği uygun olsun, özgür olsun istiyoruz. Nene Hatun, alışılmış ki ben onun devamıyım.
“Savaşta bayan erkek olmaz”
Bana savaş ve bayan konusunda çok soruyorlar. Savaş, bayanlar için sıkıntı ve çetindir’ diyorlar. Ben de diyorum ki, savaşta bayan erkek olmaz. Savaşta milletin, halkın, vatanın evladı olur. Onun için ben savaşa girdim.
“İnsan erdemi, namusu gereğinde balta ve yabayla da dövüşmelidir”
Bazen bir müzik, bir şiir insanları savaşa götürür. Bir bayanın öz çocuğunu koyup savaşa gitmesi. Bizde de 1992’lerde böyleydi. Biz de baltayla yabayla savaştık. O kadar silah yoktu. Bunlarla savaşa gittik. Nene Hatun’un heykelini gördüm, insan gururu, namusu gereğinde balta ve yabayla da dövüşmelidir.
“Dünya bizi savaşçı bir Türk halkı olarak tanıyor”
Her halk, kahramanıyla tanınır. Biz de erkek kahramanlarımızla birlikte bayan kahramanlarımızla fark ediliyoruz. Dünya bizi savaşçı bir Türk halkı olarak tanıyor. Zira Türk anneleri çocukları atın üstünde dünyaya getirmiş, toprak üstünde belemiş ve savaşa gitmiş.
“Terbiye etmek, büyütmek, yetiştirmek bayan emeğidir”
Türk halkının içinde her bir bayan ve erkek bunu anlamalı. Türk bayanı ömür uzunluğu savaşçıdır. O savaşçı olmasa, dünyaya getirdiği, terbiye ettiği erkekler savaşır mı? Her şey bayanlardan gelir. Terbiye etmek, büyütmek, yetiştirmek bayan emeğidir.
“Şimdi Azerbaycan’da Türk ve Azerbaycan bayrağı asılı olmayan konut yoktur”
Biz Türk kardeşlerimize ne kadar minnettarlık hislerimizi bildirsek az olur. 1992’de Ermenilerin ardında çeşitli devletler vardı. Ona nazaran topraklarımızı kaybettik. O vakit bizim içimizde de çok kahraman beşerler vardı. Ancak çok üzgünüm ki takviye veren devletler yüzünden biz topraklarımızı kaybettik. Son 44 günlük muharebede bütün Azerbaycan halkı ismine gururla söylüyorum ki Türk kardeşlerimizi, yanımızda, ardımızda, önümüzde gördük. Artık Azerbaycan’da Türk ve Azerbaycan bayrağı asılı olmayan konut yoktur.”
