Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Lideri Selçuk Kozağaçlı ile dernek üyesi avukatlar Barkın Timtik, Oya Arslan ve Özgür Yılmaz’ın tutuklu yargılandığı davanın duruşması, Marmara (Silivri) Cezaevi’nin karşısındaki duruşma salonunda görüldü. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi, avukatların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. İsimli Tıp Kurumu’ndan gelen raporla ilgili diğer bir incelemeye gerek duymadığını söz eden mahkeme lideri, tutuklu avukatlara temel hakkında savunma için hazırlanmaları gerektiğini söyledi.
Davada, Kozağaçlı “terör örgütü yöneticiliği” suçlamasıyla 22,5 yıl, Timtik, Arslan ve Yılmaz ise “terör örgütü yöneticiliği” suçlamasıyla 15 yıla kadar mahpus cezası istemiyle yargılanıyor.
HDP, CHP, TİP milletvekilleri ve hukuk örgütleri takip etti
Fransa, Belçika, İsviçre, Almanya ve İtalya barolarından avukatlar, memleketler arası hukuk örgütlerinden temsilciler, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Züleyha Gülüm ile Dilşad Canbaz, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ile Ali Haydar Hakverdi ve Türkiye Personel Partisi (TİP) milletvekilleri Ahmet Şık ile Sera Kadıgil duruşmayı takip etti.
Mahkeme lideri: İsimli Tıp raporunun dökümünü görmedim
Duruşma, mahkemenin Emniyet Genel Müdürlüğü’nden istediği Hollanda/Belçika evrakları ismi verilen dijitallerin İsimli Tıp Kurumu tarafından incelemesinin tamamlandığının duyurulmasıyla başladı. Sanık avukatlar ve mahkeme lideri Ali İhsan Horasan, raporun dökümünü görmediklerini belirttiler.
Savcılık, mevcut kanıt durumu ve hatanın vasfı nedeniyle sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Savcılığın tutukluluk halinin devam talebi üzerine sanık avukatların müdafilerine kelam verildi.
Topalkara: Son üç incelemede virgül bile değiştirilmemiş
Söz alan avukatlardan Oğuzhan Topalkara, evvelki duruşmadan bu yana üç sefer tutukluluk incelemesi yapıldığını, bu incelemelerde yedi hâkimin imzası olduğuna değindi ve şunları söyledi:
“Haziran, temmuz ve ağustos aylarındaki son üç tutukluluk incelemesinde verilen kararlarda da virgül bile değiştirilmemiş. Siz tutuklamayı, duruşma günü vermek kadar kolay bir şey olarak görüyorsunuz. Ortada yedi yıla yaklaşmış bir tutukluluk var. Yargılananlar da avukat. Anlaşılan ortada siyasi bir problem var… Siz, ÇHD’li avukatların iktidarla ortasındaki siyasi sorun nedeniyle bu kararları veriyorsunuz. Siyasi iktidar, ÇHD’li avukatların temel haklar ve özgürlükler konusundaki uğraşı ve alan açıcı olması nedeniyle onlarla sorun yaşıyor.”
“Raporu görmedim” diyen lider beyan istedi
Topalkara’nın kelamlarının akabinde, duruşmanın açılışında “Adli Tıp’ın raporunun dökümünü görmedim” diyen mahkeme lideri, rapora ait avukatların bir diyeceği olup olmadığını sordu. Bunun üzerine sanık avukatlarından Hasan Fehmi Demir, İsimli Tıp’tan gelen raporda, mahkemenin görevlendirme yapmadığı bir konunun incelendiğini ve söz taraması yapıldığını, diğer bir konunun araştırılmadığını belirtti.
Adana Barosu Lideri: Gemileri yok ki kokain getirip satsınlar
Duruşmada kelam alan Adana Barosu Lideri Semih Gökayaz, avukatların tahliye talebini şu sözlerle lisana getirdi:
“Selçuk ve arkadaşlarının gemileri yok, kokain getirip satmıyor ki dışarı çıkınca insanları zehirlesin ve bu yüzden tutuklu kalsın. Borsada manipülasyon yapmıyorlar, etrafımızdaki çatışmalara silah satmıyorlar ki tutuklulukları devam etsin. Bu davada FETÖ’cülerin açtıkları yolda, belirttikleri istikamette ilerlenmektedir.”
İstanbul Barosu Lideri: Tahliye değil yürekli olmanızı talep ediyorum
Duruşmada kelam alan bir öteki isim de, İstanbul Barosu Lideri Mehmet Durakoğlu’ydu. Durakoğlu, “Kuvvetli hata kuşkusu deniyor, hangi kabahat kuşkusu? Rapor tamamlanmamış. Kaçma kuşkusu deniyor. Hangi kaçma kuşkusu, adam yurt dışındaydı, yakalama kararı çıktı, döndü geldi. Ben tahliye talep etmiyorum, yürekli olmanızı talep ediyorum” dedi.
Kozağaçlı: 10 yıldır karar veremediniz
Durakoğlu’nun beyanlarının akabinde savcılığın tutukluluk halinin devamına yönelik mütalaasına karşı ÇHD’nin tutuklu genel lideri Selçuk Kozağaçlı kelam aldı. 27 Ağustos 2020’de adil yargılanma talebiyle başlattığı vefat orucunda hayatını kaybeden Ebru Timtik’i anarak kelamlarına başlayan Kozağaçlı, “Öldüğüm güne kadar, Ebru’nun ömrünü feda ettiği çabayı anlatacağım, bu davada neler yaptığınızı anlatacağım” dedi.
“Ben hiç tahliye talep etmedim. Bundan sonra da etmeyeceğim. Zira bunu yapabilecek yargıç vardır, yapamayacak yargıç vardır” diyen Kozağaçlı, üst sonun yedi yıl olduğunu ve gelecek hafta kendisinin tutuklulukta yedinci yılına gireceğini belirtti.
Kozağaçlı kelamlarını “10 yıldır bu yargılama yürütülüyor, 10 yıldır buradaki avukatların yasadışı silahlı bir örgütü yönetip yönetmediği konusunda bir karar veremediniz” halinde sürdürdü.
“Terör örgütü üyesiyim deseydim artık tahliye olmuştum”
Kozağaçlı, “Ben DHKP-C örgütünün üyesi olsaydım, şu an bunu size mahkemede söyleseydim beni tahliye etmek zorundaydınız. Zira altı yıldır tutukluyum, üyelik suçlamasıyla tutukluluğun üst hududu beş yıl. Bir de ikrar var, cezada alt sondan uzaklaşamazsınız. Problem tutuklu kalmak olsaydı bunu söylerdim” sözleriyle kelamlarını noktaladı.
Tutukluluk halleri devam ediyor
Selçuk Kozağaçlı’nın beyanlarından sonra duruşma Barkın Timtik, Oya Arslan ve Özgür Yılmaz’ın savunmalarıyla devam etti. Karar için orta vermeyen mahkeme heyeti, duruşma salonunda yaptığı görüşmede, avukatların tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. İsimli Tıp Kurumu’ndan gelen Hollanda/Belçika evrakları ismi verilen dijitaller için öbür bir incelemeye gerek olmadığını belirten mahkeme lideri, tutuklu avukatlara temel hakkında savunma için hazırlanmaları gerektiğini söyledi. Bir sonraki duruşma 7-11 Kasım tarihlerinde görülecek.
