Diyarbakır’da, D.K. ile Mehmet S.O. 5 yıl evvel boşandı. İşitme engelli 3 çocuğun velayeti, anneye verildi. 5 yıllık süreçte annelerinden şiddet gördükleri ve kapının üzerlerine kilitlenerek yalnız bırakıldıklarını argüman ede bir çocuklar, çok defa babalarının yanına kaçtı. D.K. de icra yoluyla çocuklarını daima geri aldı.
2017 ve 2018 yıllarında gerçekleşen ve itfaiye raporuna da yansıyan iki olayda da çocuklar, polis eşliğinde gelen itfaiye takımları tarafından kurtarıldı. Baba Mehmet S.O. bu durum karşısında velayet davası açarken, anne D.K. de darp savını reddetti. Çocukların konutta yalnız bırakılması konusunda ihmali olabileceğini söyledi. Mehmet S.O. çocuklarının annelerine gitmek istemediğine dair polis merkezinin güvenlik kamerasına yansıyan, İ.O.’nun annesine gitmek istemediği ve çığlıklar atarak babasına sarıldığı anların imajlarını gösterdi.
“Çocukların 2 defa darbedildiğine dair de evraklar var”
DHA’nın haberine nazaran; Mehmet S.O. çocukların iki defa başka tarihlerde meskende mahsur kaldıklarını söz ederek şu kelamları kaydetti:
“İtfaiye takımları birinci olayda polis eşliğinde gidip merdivenle 4’üncü kata çıkarak balkondan içeri girip kurtarıyor. Başkasında ise kapı kırılarak çocuk kurtarılmıştır. O periyot çocukların biri 2,5 oburu ise 5 yaşında. Çocuklar annelerinin yanına gitmiyorlar. Çocukların 2 defa darbedildiğine dair de dokümanlar var. Çocukları icra yoluyla gelip almasına karşın çocuklar gitmiyor.
“Çocukları daima konutta tek başına bırakıp kilitliyor”
Annelerinin yanına götürülürse şayet pedagog eşliğinde verdikleri tabirle kendilerine ziyan vereceklerini söylüyorlar. Bu durum tutanaklarla mevcuttur. Çocukları daima konutta tek başına bırakıp kilitliyor.
“Çocuğa bakmadığı halde bakıcı fiyatı almaktadır”
İşitme engelli çocuklarımdan M.O.’nun yüzde 90 ihtiyaç raporu var. Bu çocuk üzerinden bakıcı fiyatı almaktadır. Bu çocuğa bakmadığı halde bakıcı fiyatı almaktadır. M.O.’nun üzerinden 2019 yılında indirimli engelli aracı almış. 1 yıl içerisinde onu satıp diğer ikinci bir araç almıştır. Bu çocuğu istemesinin asıl nedeni bu çocuk üzerinden kazanacağı paradır. Bu çocuklar yanına gitmek istemiyor. Bununla ilgili tüm kanıt ve dokümanlar mevcuttur.
“Özellikle işitme engelli çocuğu almak istiyor”
Velayet davası açtım. Bu davamız da devam etmektedir. Kendisi daima icra görevlilerini meskenime gönderiyor. Bilhassa işitme engelli çocuğu almak istiyor. Ben bu probleme bir deva bulunmasını istiyorum. Çocuklarımın geleceğinden tasa duymaktayım.”
“Bizi bağlayıp önümüzde yemek yiyor”
İcra yoluyla alındıktan 2 gün sonra kaçıp babasının yanına gelen 12 yaşındaki M.E.O. da şu kelamları kaydetti:
“En son kapıyı kilitledi. Kapıyı açtıktan sonra anahtarı üzerinde unuttu. Ben de kaçıp otobüse bindim ve meskene geldim. Bizi bağlayıp önümüzde yemek yiyor. Bir daha beni almaya gelirlerse yeniden kaçarım. Beni tutup buradan zorla götürdüler. Arkadaşının konutuna götürdü. Aşağı inmek istedim kaçmak için. Benimle bir arada geliyordu. Konukları geldi, o da işten geldi. Kapıyı denetim ettim, açıktı. Evvel tuvalete gittim, oradan da kaçtım. Şiddet uyguluyor. Yemek de vermiyor. Bizi bağlayıp önümüzde yemek yiyor.”
10 yaşındaki işitme engelli İ.O. da annesinin kendisini dövdüğünü ve odaya kilitlediğini tez etti.
“Anneni açıklamaları”
D.K. de tezlerle ilgili olarak, şunları söyledi:
“Evli olduğumuz devirde oğlumun sünneti için konuttan çıktım ve eski eşim beni arayarak çocuğumun konutta mahsur kaldığını söyledi. Ben de itfaiyeyi çağırmasını söyledim. Raporun birincisi bu halde ikinci rapor ise ben bayan sığınma konutundan çıkmıştım. Oğlumla markete gittim öteki çocuğum konuttaydı. Bunun için itfaiye çağırmışlar. Bunda ihmalim olabilir. Ayrıyeten eski eşim çocuklarım bende kaldığı vakitler aşağıda oyun oynadıkları sırada yahut öteki çocuklarla teması olduğundan kaynaklı yüzlerindeki izleri ‘darp’ diye beni suçluyor. Çocuklarımın velayeti bende ama müdafaa kararlarına, velayete karşın çocuklarımı babalarından alamıyorum. Bu konuda çocuklarımın sıhhat, eğitim ve ahlaki pahaları açısından devlet muhafazasına alınması gerekli. Zira çocuklarım bu formda ortada kalıyor ve her açıdan yıpranıp psikolojileri bozuluyor. Aldığım iki araçta ÖTV farkı ödenerek satıldı.”
