Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Sıhhat Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra, Covid-19 salgınıyla ile ilgili gevşetilen ve devam eden tedbirler, sıhhat alanında atılacak adımlar ve Türkiye ile sıhhat konusunda iş birliğine ait değerlendirmelerde bulundu.
Altuğra, sıhhat sisteminde aşılması gereken birçok sorun olduğunu lisana getirerek, sorumluluk şuuruyla bunları gidermek için grup arkadaşlarıyla uğraş vereceklerini söz etti.
Sıhhatte bir yol haritası belirlediklerini, uzun ve kısa vadeli maksatlar koyduklarının altını çizen Altuğra, problemlerin çözülmesi noktasında kimi adımlar atmaya başladıklarına değindi.
Altuğra, “Yıllardır kronikleşen meseleleri görmezden gelmeyeceğiz. Paniğe kapılmadan, gerilime girmeden bu problemleri çözeceğiz. Çözmek için adımlarımızı attık, bu hafta da birtakım sonuçlar basına yansıyacaktır” dedi.
Salgın sürecinin küresel bir sıhhat sorunu olarak tüm dünyayı etkilediğini, dünyada olduğu üzere KKTC’de de bunun aşılması için önemli emekler verildiğini belirten Altuğra, “Bugün pandemide başarılı noktaya geldiysek, anavatan Türkiye’nin dayanağından dolayıdır. (Salgın sürecinde) Yaklaşık 45 günde Lefkoşa Acil Durum Hastanesi’nin inşa edilmesi ve hayata geçirilmesi bunun en somut örneğidir. Türkiye’nin aşılama sürecinde önemli dayanağı devam etmektedir. Araç-gereç temini, PCR ve antijen testlerinin uygulanmasında Türkiye’nin katkısı oldu, olmaya devam ediyor. Sıhhat çalışanından paklık çalışanına kadar her birey 7/24 önemli emek vermiştir, bu emekler de yadsınamaz.” diye konuştu.
Altuğra, ülke olarak başarılı bir salgın süreci geçirdiklerini ve bunun sonuna geldiklerini söyledi.
“KAPALI ALANLARDA MASKE KULLANIMI MECBURİ DEĞİLDİR”
Aşılanmanın hayata geçmesi, halkın da maske, ara ve hijyen kurallarına uyulmasının salgın sürecinin hafiflemesinde tesirli olduğunu vurgulayan Altuğra, şimdiki istatistiki bilgilere nazaran, KKTC’de olay ve hasta sayılarının bir epey azaldığını söz etti.
Altuğra, salgın önlemlerine ait şunları kaydetti:
“Kapalı alanlarda maske kullanımı mecburi değildir, bu kural gevşetildi. Bünyesinde göğüs hastalığı taşıyan, bağışıklığı düşük olan ve kronik hastalığı olanların maske kullanma zaruriliği var. Kendi sıhhatlerini ve karşı tarafın sıhhatini korumak ismine bu çok değerli. Kapalı alanlara girişlerde PCR ve antijen testlerinin mecburiliği da kaldırıldı. İsteyen bu testleri yaptırabilir.”
Türkiye ile KKTC ortasında imzalanan 2022 İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’nde sıhhat alanına da geniş yer verildiğini hatırlatan Altuğra, “Türkiye ile uyumlu çalışma olmazsa hiçbir şey başaramayız. Bu uyumlu çalışma, mantıklı ve halka yönelik yanlışsız hizmetlerin gitmesidir. Amaçlarımızda hastanelerin inşası, donanımı ve hizmete geçirilmesi var.” dedi.
Altuğra, Türkiye’nin de takviyesiyle, Girne Hastanesi ve Güzelyurt Hastanesi’nin donanımlarıyla birlikte tamamlanmasının yanı sıra Lefkoşa’ya 500 yataklı hastanenin temelinin atılmasını hedeflediklerini kaydetti.
Girne ve Güzelyurt’taki hastanelerin hizmete geçirilmesinin sıhhat alanında ülkeye çok büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Altuğra, bu iki hastanenin Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin ve sıhhat çalışanlarının yükünü de kıymetli derecede azaltacağına işaret etti.
Altuğra, salgın sürecinde Türkiye tarafından yaptırılan Lefkoşa Acil Durum Hastanesi’nin kullanılmaya devam edeceğini, Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin kimi servislerinin, tam teşekküllü olan Lefkoşa Acil Durum Hastanesi’ne taşınmaya başladığını belirtti.
Covid-19’a karşı aşılamanın devam ettiğini de vurgulayan Altuğra, halka hatırlatma dozlarını, hiç aşı olmamış bireylere ise aşı yaptırmaları davetinde bulundu.
“KABİNEDE BAYANLARIN DA OLMASI ELBETTE ÖNEMLİ”
Altuğra, “KKTC’de bugüne dek toplam yapılan aşı sayısının 858 bin. En az bir doz aşı yapan kişi sayısı 301 bin, aşı serisini tamamlayan kişi sayısı 313 bin, 3. doz aşısını uygulayan 185 bin, 4. dozu yapan kişi sayısı 83 bin ve 5. doz aşısını yaptıran kişi sayısı 11 bin. Aşılama süreci devam ediyor, aşılama son bulmamıştır” dedi.
Bakan Altuğra, kabinedeki tek bayan bakan olması ve bu bahisle ilgiliyle ne hissettiğine ait soruya ise şu karşılığı verdi:
“Kabinede bayanların da olması elbette değerli. Buralarda karar alınırken yalnızca erkek gözüyle bakılarak karar alınması, birtakım durumlarda yetersiz kalabiliyor. Bayana yönelik kararlar ve hayata geçirilmesi hedeflenen icraatlar var, işte tam da bu noktada bayan gözüyle de bakılarak karar alınması, çok daha sürdürebilir ve sonuç odaklı icraatların hayata geçirilmesinde değerli. Hem bir anne hem de bayan olarak karar vermek icraat manasında değerli. Kabinede bir bayan olarak yer almamın, icraatlara daha sonuç odaklı katkıda bulunacağına inanıyorum”
