Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Yaşlıların Sıkıntılarını Araştırma Komitesi, AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya başkanlığında toplandı.
Çalışmalarına ait sunum yapan Erol Kaya, Türkiye’de yaşlı probleminin milli konu olarak ele alınması gerektiğine dikkat çekti.
Yaşlılara yönelik toplumsal siyasetler üzerine değerlendirmelerde bulunan Kaya, televizyondaki birtakım programların ruh dünyasını olumsuz etkilediğini, yayın saatlerinin planlanması gerektiğinin altını çizdi.
Basın kuruluşarının ehemmiyeti büyük
DHA’nın haberine nazaran; ayrıyeten kaya yaşlanmanın neden olduğu problemlerin ferdî değil toplumsal bağlamda ele alınması gerektiği, yaşlıların bilgilendirilmesi, toplumsal hayattan kopmaması, morallerinin yüksek tutulması noktasında bilhassa basın yayın kurumlarına önemli misyonlar düştüğünü söyledi.
Bazı bayan programları, yaşlıların ruh dünyasını olumsuz etkiliyor
Milletvekili Kaya, “Televizyonların yayın siyasetlerinin, yaşlılarımızın ruhuna da hitap edecek formda düzenlenmesi, örfümüze, kültürümüze uygun yayınlar üretilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Televizyonlardaki kimi bayan programlarının ya da şiddet içerikli haberlerin, yaşlıların ruh dünyasını olumsuz etkilediği uzmanlar tarafından tabir edilmektedir.
Dizi senaryolarının, olumsuzluk üzerine değil toplumun kıymetlerine uygun rol model aileler üzerine kurulması gerekmektedir.
Öte yandan TV’ler üzerinden yaşlılarımıza dolandırıcılık, hırsızlık, isimli mevzularda temel pratikler öğretilebilir.
Yine ev kazaları, düşme üzere riskli durumlara karşı yaşlılarımız bilinçlendirilebilir.
Kısaca, TV kanallarında yaşlıların bilinçlendirilmesi içerikli yayın saatlerinin kesinlikle planlanması gerektiğinin altını çizmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Erol Kaya, anne ve babası yaşlanan evlatlarla konuştuğunu ve yaşlı ebeveynlerine karşı bakış açılarını öğrendiğini kaydederek, açıklamarına şu sözlerle devam etti;
“Huzurevine göndermem”
“Bir evlat; ‘Şu anda annem, babam sağ ama birine bir şey olursa meskenime almak yerine kendi konutlarında bakıcı tutmayı tercih ederim. Evde hem biz rahat edemeyiz hem de onlar. Huzurevine göndermem; zira gözümden uzak olacağı için aklım kalır’.
“Eşim kabul etmiyor”
Annesi vefat etmiş babası sağ olan bir öteki evlat, şöyle düşünüyor; ‘1 yıl evvel annem vefat etti ve babam yalnız kaldı. Ben yanıma almak istiyorum. Evimiz de müsait; ama eşim kabul etmiyor.’
Toplum olarak gerekli hassaslığı göstermemiz gerekiyor
Devletimiz, mahallî idarelerimiz, üniversitelerimiz, STK’larımız yaşlılarla ilgili üzerine düşen vazifesi eksiksiz yerine getirse bile kıymetlerimizin korunması, jenerasyonlar ortasında kopukluk yaşanmaması noktasında toplum olarak gerekli hassaslığı göstermemiz gerektiğini bilhassa bu emele ulaşmamız için gerekli olduğunu söz edeyim.” dedi.
