Hafta ortasındaki sıradan akşamlardan biri, bir grup genç kadın, Lyon’un merkezinde büyük bir apartman dairesinde yuvarlak bir masada oturuyor.
Burası onların evi değil, Fransa’da her şey yeni bir başlangıç.
Yerel halk tarafından ücretsiz olarak sağlanan geçici barınma evinde kalıyorlar, Fransızca öğrenmeye ve iş bulmaya çalışıyorlar. Boş zamanları ve tüm düşünceleri doğdukları ülkeye – Ukrayna’ya gidiyor.
Batıda artan savaş haberlerinin yorgunluğuyla birlikte amaçları, kendi ülkelerindeki güncel olaylara halkın dikkatini çekmektir. Bu sebep onları devam ettiren bir şeydir.
Bu gece atmosfer sakin ve dostane ama yine de her tartışmanın açıkta kalan bir sinire dokunduğunu hissediyorum. Fransız devletinin ve bazı yerel halkın bu mültecilere yaptığı tüm yardımlara rağmen, kendilerini tam olarak anlaşılmış hissetmiyorlar. Evlerini yerle bir eden ya da tehlikeye atan, sevdiklerini her gün tehdit eden ve hayatlarından geriye hiçbir şey bırakmayan savaşın burada yeterince ciddiye alındığına inanmıyorlar.
Savaşın giderek unutulduğunu, bir norm veya başkasının işi olarak görüldüğünü düşünüyorlar. Onlar için, günün her saatinde acı veren açık bir yara olarak kalır.
Bir sonraki oluşturulacak afişler hakkında beyin fırtınası sırasında birileri, ‘Bunun neden Fransız halkını da etkilediğine dair argümanların bir listesini yapalım’ önerisinde bulunuyor. ‘Beklenen gıda krizi mi? Benzin fiyatları? Rusya kazanırsa Ukrayna’da durmaz mı?…
‘Tamam, diyelim ki bu insanlara ulaşmayı başardık. Nasıl yardımcı olabilirler?’
‘Hükümetlerine baskı yapın! Rusya’yı terör devleti olarak adlandırmayı isteyin! Bağış yapmak! Askeri harekatı desteklediğini düşündükleri için ordumuza bağış yapmak istemiyorlar. Ama bunlar bizim gibi ölen insanlar, hepsi aynı. Sonra siviller için insani nedenler var…’ diyor Diana Dimitrova. ‘
Yardıma ihtiyacımız var, Ukrayna’ya bağış yapacak insanlara ihtiyacımız var. Aksi takdirde bu ‘Rus dünyası’ her yere gelebilir. Rusya’yı küçümsememeliyiz, yaptıkları herkesi etkiliyor. Fiyatlara bakın mesela nükleer silahları olduğunu unutmayın. Ukrayna sadece kendi özgürlüğü için değil, başkalarının özgürlüğü için de savaşıyor” diye ekliyor.
Dnipro’dan Liliya, savaşın başlamasından sonra Fransa’ya geldi. Pazar öğleden sonra benzer bir toplantıya gitti. Ukrayna’daki savaşla ilgili bilgilerin yayılmasına katkıda bulunmasının kendisi için önemli olduğunu söylüyor. Dünya ülkesine yardım ederse, tüm dünyaya yardım edeceğini düşünüyor. Ayrıca Liliya, aktivistler arasındaki destek atmosferini kendisi için çok yararlı ve önemli buluyor ve ayrıca düzenledikleri hayır etkinlikleri aracılığıyla Ukrayna ordusuna yardım etme sebebini de buluyor. Hepimizin Rusya’ya yerini göstermesi gerekiyor, diye ekliyor.
Birkaç gün içinde, yeni yapılmış afişlerle grup, amaçlarına dikkat çekmek için şehre doğru yola çıkar. Protestocular, bunun bir flashmob olduğunu söylüyorlar – şehrin turizm merkezinde, görünüşte kaygısız kalabalıklar arasında afişlerde devam eden çatışmayı hatırlatan insanlar – gerçeğin bir yansıması olduğunu düşünüyorlar.
Ukrayna’nın başkenti Kiev’de TV sunucusu olan Mila’nın, bir zamanlar mülteci olan aile üyelerinin yaşadığı memleketi Mariupol’da tek bir taşı kalmadı. Elinde Fransızca ‘bir mülteciyle aranızdaki tek fark şanstır’ yazan bir tabela var.
Grup şimdi Rusya’nın Ukrayna’yı tam ölçekli işgalinin 6. ayını ve ülkenin bağımsızlığının 31. yıldönümünü kutlamak için bir etkinlik hazırlıyor.
24 Ağustos saat 18.00’de Lyon’un tam merkezindeki Terreaux yerinden posterler ve 8 metre uzunluğundaki Ukrayna bayrağı ile yürüyecekler. Yürüyüş, organizatörlerin kalabalığı egemen sınırlarıyla Ukrayna’nın ana hatlarını yeniden yaratmaya davet etmeyi planladıkları Lyon’un ikinci bölgesindeki bir başka büyük meydanda – Bellecour’da – sona erecek.
Ukraynalılar o gün yalnız yürümemeyi, Fransız halkının da dernekleri temsil ederek ya da tarihin bu zamanında kendi konumlarını göstererek onlara katılacağını umuyorlar.