Ukrayna şehirlerini ve kasabalarını yeryüzünden silmeye çalışan hava saldırıları ve Rus topçularının sesiyle karşı karşıya kalınca ülkenizin geleceğini düşünmek kolay değil.
Ancak Ukrayna ordusu, hâlâ büyük ölçüde yetersiz donanıma sahipken, ülkenin bekası için kahramanca savaşırken, biz de Ukrayna’nın geleceğinin devasını almalıyız.
Ukraynalılar geleceğimizi Avrupa Birliği (AB) üyeleri olarak görüyor ve 23-24 Haziran’da yapılacak olan Avrupa Konseyi’nde aday statüsünün verilmesini istiyorlar.
Yıldızlar bu kritik karar için sıraya girdi
Ukrayna içinde AB’ye eşi görülmemiş bir destek var.
Rating araştırma ajansı tarafından yapılan bir ankete göre, Nisan 2022 itibariyle, Ukraynalıların %91’i bloğa katılmayı destekliyor, buna yüzde 82’si doğu Ukrayna’da bulunuyor.
Aynı şekilde, Ukrayna’nın gelecekteki Avrupa toplumlarına üyeliği için benzeri görülmemiş bir destek var. En şüpheci ülkelerde bile – Almanya ve Hollanda – nüfusun %60’ından fazlası lehte.
Geçen ay yayınlanan bir Eurobarometer anketinde, Ukrayna’nın AB’ye katılması lehinde yanıt verenlerin en büyük payı, AB ortalamasının oldukça üzerinde, yüzde 87 ile Portekiz’deydi.
Ukrayna’ya aday statüsü verilmesi Putin’e Ukrayna’nın asla Rusya’nın bir parçası olmayacağına dair net bir mesaj gönderecektir.
Ukrayna’nın geleceğiyle ilgili belirsizlik devam ederken, Rus liderin devletimizi işgal etme hayalini kurmasına izin veriyor ve onu savaşa umutla devam etmesi için cesaretlendiriyor. AB’den Ukrayna’ya güçlü bir siyasi taahhüt, Putin’in Ukrayna için mücadelesini tamamen anlamsız hale getirecek.
Aday statüsünün de Ukrayna’nın devam eden dönüşümü için çok pratik faydaları olacaktır. Reformları sabitlemeye ve savaştan sonra Ukrayna’yı yeniden inşa etmeye yardımcı olacaktır. Bu, ölçeği Ukrayna’yı dünyanın en büyük şantiyelerinden biri haline getirecek olan savaş sonrası yeniden yapılanmaya – Çinli veya Türk değil – Avrupalı şirketlere kapı açacak.
Kısayol aramıyoruz
Ukrayna halkı olağanüstü bir şey istemiyor. AB prosedürlerine uymayan kısayollar aramıyoruz.
Ukrayna, kelimenin tam anlamıyla özgürlüğünün ve Avrupa’nın geleceğini kanla ödüyor. Kıtada insanların ellerinde AB bayrakları ile can verdiği tek ülke olarak AB adaylığına tam anlamıyla hak kazanmıştır.
Üye olmaya hazır olmadığımızı biliyoruz ama aday ülke olmaya hazırız.
Bu görüş, Ukrayna’da on yıllardır reformlara en çok bağlı olduğunu kanıtlayanlar – onun sivil toplumu – tarafından güçlü bir şekilde paylaşılıyor.
Ülkenin dört bir yanından 200’den fazla reform odaklı Ukraynalı STK, Avrupalı liderlere bu ay Ukrayna aday statüsü vermelerini isteyen bir mektup imzaladı. Böyle bir temyiz Ukrayna tarihinde hiç görülmedi.
Aday statüsünü daha az anlamlı bir şeyle değiştirme girişimi – aday statüsünü güvence altına almak için bir ön koşullar listesiyle potansiyel aday statüsü gibi – Ukrayna’da kabul edilmeyecektir.
1999’da Türkiye’ye, 2005’te Kuzey Makedonya’ya ve 2010’da Karadağ’a verildiğinde Ukrayna’nın aday statüsünün askıya alınması için hiçbir gerekçe yoktur.
AB’de başka faktörlerin de rol oynadığının farkındayız. AB içi Islahat ihtiyacı ya da öncelikle Batı Balkan ülkelerinin katılım süreci ile ilerleme sağlama arzusu gibi bu endişelerin çoğu doğrudan Ukrayna ile ilgili olmasa da.
Ancak hem Ukrayna hem de AB, Ukrayna bloğun tam üyesi olmadan önce aynı anda İslahat için yeterli zamana sahip olacak. Ve Ukrayna’nın arzusu Batı Balkanlar’ı olumsuz etkilemeyecek, bunun yerine tüm genişleme yolculuklarına yeni bir ivme kazandıracak.
AB dışında bir gelecek daha belirsiz
Bazı Avrupa başkentlerinde AB genişlemesinin önceki dalgalarının hızlandırdığı memnuniyetsizliği de anlıyoruz.
Bununla birlikte, AB dışında bir geleceğin ülkemiz ve daha geniş anlamda Avrupa için çok daha güvencesiz olduğuna inanıyoruz.
Yaklaşık 20 yıldır Ukrayna-AB ilişkilerini gözlemlerken, AB’nin Ukrayna’nın AB hedeflerine “hayır” demek için bahane arama konusunda ne kadar ustalaştığını sürekli gözlemliyorum.
Birçok politikacı ve diplomat için Ukrayna’yı bir Avrupa devleti olarak tanımak gerçek bir meydan okumaydı.
Bugün, lehine pek çok inandırıcı neden varken, sonunda Ukrayna’ya ve Avrupa’daki geleceğine “evet” demenin zamanı geldi.
Alyona Getmanchuk, Ukrayna’nın Kiev kentindeki Yeni Avrupa Merkezi düşünce kuruluşunun kurucusu ve yöneticisidir.